HAC ULUSLARARASI BOYUTTAKİ TOPLANTILARIN EN KAPSAMLISIDIR
Organizatörü İbrahim (a.s.), davet sahibi Rasulallah (s.a.v.) olan bu çok özel toplantının mekan sahibi Hz. Allah (c.c.)’dür.
Bu özel programa katılabilmek, katılımcılar için çok büyük bir rahmettir. Çünkü her toplantıda olduğu gibi bu büyük toplantıda da gelenlere ikramlarda bulunulmaktadır. O ikramları yapanın bizzat Hz. Allah (c.c.) olduğu düşünülünce nasipdar olanların kısmetten payları biraz olsun tahayyül edilebilir.
Allah-u Teala hac vazifesini eda eden kullarına geçmiş günahların sıfırlanması gibi bir arınma ikram etmektedir. Hatta Hocamız Gönenli Mehmed Efendi (k.s.)’un ifadesiyle Müzdelife Vakfesinde kul hakları bile silinebilmektedir.
HACCIN MADDİ MANEVİ PEK ÇOK BOYUTU VARDIR
Maddi olarak bütün dünyadan Müslümanların bir araya gelip ekonomik, sosyal, kültürel, siyasi v.b. pek çok alanda görüşmeler yapıp, işbirliği sağlayabileceği bir platformdur. Bu ortamda bireysel, toplumsal, milli, milletlerarası pek çok etkinlik için Allah-u Teala kullarını bir araya toplamıştır. Hacı olmak üzere gelenlerin arife günü Arafat’ta toplanması bir zorunluluktur.
Manevi anlamda düşünürseniz gün boyu sadece dualarla geçirilir. Kullar gönüllerini Rabb’ine açar. Allah-u Teala Hazretleri de kullarının gönüllerini birleştirir. Aynı zaman diliminde ihram denilen ortak giysiyi bürünen bütün hacılar belli yasaklara uymak zorundadır. Bu uyulacak yasakların temel mantığı hiçbir canlıya zarar vermemek olarak özetlenebilir. Ne bir insana, ne bir hayvana, ne bir bitkiye, hiçbir canlıya zarar vermeden geçinilen bu sürede nefislerimizde var olan zarar vermeye dair tüm eğilimler özel bir eğitimle terbiye edilmektedir.
Sabır denilen gizemli eğitimi alan hacılar Arafat’ta hep birlikte yine aynı zaman diliminde birlikte ibadet eder, tanıdık tanımadık, herkese dualar gönderirler ve bütün dünyaya dua dalgaları sevgi boyutuyla aynı merkezden yayıldıkça yayılır.
Arafat din kardeşliği kavramının zirve noktasıdır. Dünyanın çok farklı bölgelerinden çok farklı özellik ve görünüşte, bu kadar insanın buluşması her yönüyle incelenmesi gereken olağanüstü bir sosyolojik vakıadır. Ama ne yazık ki gerçek manasına ulaşması kısıtlanmaktadır.
Rasulullah (s.a.v.) Efendimiz’in zamanındaki maddi-manevi birliktelik sosyo-kültürel ve ekonomik bütünleşme ruhu, öznel ve nesnel anlamda yaşandığında biz Hac ibadetini daha doğru bir şekilde yerine getirebilme imkanına sahip oluruz.
Sözlerimizi Gönenli Mehmed Efendi Hocamız’dan ilham alan duamızla sonlandıralım: “Rabbim Hacı olabilmeyi, Hacı olarak yaşayıp, Hacı olarak ölebilmeyi cümlemize nasip eylesin.”