KUR’AN’A GÖRE İNSAN


Kur’an-ı Kerim, insanı sadece biyolojik bir varlık olarak değil, aynı zamanda akıl, irade, sorumluluk ve manevi yönleriyle çok boyutlu bir şekilde ele alır. Kur’an’a göre insan, yeryüzünde Allah’ın halifesi olarak yaratılmış, yüksek bir şeref ve sorumlulukla donatılmış bir varlıktır. Onun yaratılışı, görevleri ve nihai hedefi Kur’an’da derin bir hikmetle açıklanmıştır.
1.İnsanın yaratılışı
2.Kur’an’a göre insanın yaratılışı, tesadüfi bir süreç değil, ilahi bir planın parçasıdır. Allah, insanı “en güzel biçimde” yaratmıştır.
“Andolsun biz insanı en güzel bir biçimde yarattık”(1)
İnsanın yaratılışı, toprak menşeli olması açısından ise manevi bir öz taşır.
“Sonra onu düzeltip şekillendirdi ve ona ruhundan üfledi..”(2)
Bu ayetler, insanın hem beden hem de ruh bakımından özel bir yaratılışa sahip olduğunu ortaya koyar.

  1. İnsanın yeryüzündeki konumu
    Kur’an, insanı yer yüzünde bir halife olarak tanımlar:
    “Hani Rabbin meleklere: “Ben yeryüzünde bir halife yaratacağım’ demişti…”(3)
    Halifelik, yeryüzünde düzen kurma, adaleti sağlama ve ilahi buyruklara uygun şekilde yaşama sorumluluğudur. Bu görev, insanın akıl ve irade ile donatılmasını zorunlu kılar. Bu nedenle insan, tercih yapabilen ve yaptıklarından sorumlu olan tek varlık konumundadır.
    3.İnsanın sorumluluğu ve iradesi Kur’an, insanı sorumluluk sahibi bir varlık olarak tanımlar:
    “Şüphesiz bir emaneti göklere, yere ve dağlara sunduk da onlar bunu yüklenmekten çekindiler…Onu insan yüklendi. Doğrusu o çok zalim, çok cahildir.”(4)
    Bu “Emanet”, ilahi buyruklara riayet etme ve özgür iradeyle doğru olanı seçme sorumluluğudur. İnsan, bu iradeyi kötüye de kullanabilir; ancak her davranışı kayıt altındadır ve hesap günü karşılığını mutlaka alacaktır.
    “Kim zerre kadar hayır yaparsa onu görür, kim de zerre kadar şer yaparsa onu görür.”(5)
    4.İnsanın zaafları ve yüceltme potansiyeli
    Kur’an, insanın hem zaaflarını hem de yüceleşme potansiyelini dengeli bir biçimde ortaya koyar. İnsan acelecidir, nankördür, zayıf yaratılmıştır; fakat aynı zamanda tevbe edebilen, iyilik yapabilen ve Allah’a yaklaşabilen bir varlıktır.
    “İnsan gerçekten çok nankördür.”(6)
    “Gerçekten insan çok acelecidir.”(7)
    Ancak bu zayıflıklar, insanın aşağılık bir varlık olduğunu göstermez; aksine, onun gelişmeye açık ve sorumluluk taşıyabilen bir varlık olduğunu belirtir.
    5.İnsanın Nihai Amacı
    Kur’an’a göre insanın yaratılış gayesi, Allah’a kulluktur:
    “Ben cinleri ve insanları ancak bana kulluk etsinler diye yarattım.”(8)
    Bu kulluk, sadece ibadet ritüelleriyle sınırlı değil; hayatın her alanını Allah’ın rızasına uygun şekilde yaşamayı kapsar. İnsanın amacı, bu dünyada sınanmak ve ebedi ahiret yurduna hazırlanmaktır.
    Kur’an’a göre insan, sadece etten ve kemikten oluşan bir canlı değil; aklı, ruhu, sorumluluğu ve ahlaki yükümlülükleriyle yeryüzünde özel bir yere sahip olan bir varlıktır. Allah’ın halifesi olan insan, hem büyük bir şerefe hem de büyük sorumluluğa sahiptir. Kur’an, insana lendi hakikatini hatırlatır ve ona gerçek değerini bildirerek, yaratılış gayesini gerçekleştirmesi için yol gösterir.

(1) Tin: 95/4 (2)Secde: 32/9 (3)Bakara: 2//30 (4) Ahzap: 33/72 (5)Zilzal: 99/7-8 (6)İbrahim:14/34 (7)İsra: 17/11 (8)Zariyat: 51/56

Osman AYDIN

Osman AYDIN